11 Haziran 2014 Çarşamba

KREDİ KARTLARIMIZ VE BİZ

   
   Ayşe ayseninkozasi bugün çocuk işçilerden bahsetmiş. Altına yorum yazayım dedim baktım ki sayfalar olacak. Yazdım yazdım sildim, yazdım yazdım sildim. En sonunda sildiklerim peşimi bırakmayınca geldim soluğu burda aldım. 
        Dün de Brad Pitt'in yapmış olduğu 2014 yılı en iyi film, en iyi uyarlama senaryo oscarlarını almış olan 12 Yıllık Esaret adlı sinemayı izlemiştim. Film  özgür olarak New York'ta dünyaya gelip 1841 yılında kaçırılıp köle olarak satılan Solomon Northup'un 1853 yılında anılarını yazdığı Twelve Years a Slave adlı kitaptan sinemaya uyarlanmış. Köleliği çarpıcı, can alıcı sahnelerle gözler önüne seren dramatik ve izlenesi bir yapımdı. Solomon Northup'un yaşadıkları milattan önce değil, bundan 160-170 yıl öncesine, yani bizlerden epi topu 7-8 kuşak öncesine ait. Şayet bir zenci olarak dünyaya gelmiş olsaydık muhtemelen dedelerimizin, ninelerimizin  köleliğin binbir acılı, trajik öykülerini bizler de dinlemiş olacaktık. Buna neden vurgu yapıyorum. Çünkü dünyada teknolojiler büyük bir hızla değişse de sömürge zihniyeti aynı hızda değişmiyor. Daha kurnazca ve daha kuzu postuna bürünmüş kurt olarak sömürgeciler dedelerinin mirasını devralmış durumdalar. Dünyanın en çok kazanan şirketleri ile Türkiye'de en çok kazanan şirketlerin listelerine hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama ben dikkat ettim ve gördüm ki Türkiye'nin en çok kazanan şirketleri "bankalar" Evet çünkü biz ülke olarak anne-baba, çocuk çömbelek bankalara çalışıyoruz. Ve biz ülke olarak şu anda Avrupa, Amerika bir yana Çin'den bile çok çalışıyoruz. Haftalık çalışma saatimiz yasalarda 45. Maksimum çalışma saatimiz ise 55. Yani 45 saat çalıştırılan bir işçi fazla mesai ile haftada 55 saat çalıştırılabilir. Sabah sekizde iş başı yapacak olan işçi en iyi ihtimalle sabah evden yedide çıkıp, akşam altıda mesaisini tamamlayıp evine de yedide ulaşır. Yani sabah yedi akşam yedidir bir insanın ömründen giden. Günde 12 saat çalışma hayatı için tüketilen zamandır. Tamam bu kadar işsizlikte buna da eyvallah dedik halk olarak. Sevindik, işimiz oldu, sosyal güvencemiz oldu. Genel Sağlık Sigortası prim borcumuz olmadı. Tam maaşımız da olacaktı ki maaş alacağımız bankadan tarafımıza düzenlenmiş kredi kartına olan yağ, şeker, çay, çocuk bezi, peynir zeytin, benzin, fatura borcumuz, maaşımıza garantili kullandığımız düğün dernek, araba, başımızı sokacak ev, bir başka borcu kapatabilmek için kullandığımız kredilerimiz maaşı bizden önce çektiler. Efendim diyor birileri kullanmasınlar kredi kartlarını, kredileri. Bu bana "ekmek yoksa pasta yesinler" sözünü hatırlatıyor. Çünkü bu günlerde kredi kartı veya kredi kullananlar halkın en dar geçimlisi veya işçi-memur-küçük esnaf sınıfıdır. Ve borçlarının tamamını ödeyemeyip dünyanın en yüksek faizleri ile sistemde çırpındıkça battıkları için bankacıların en gözde, en yağlı müşterileridirler. İmkanı veya aklı başında olan hiç kimse bu durumda olmak istemez. Çünkü bankalar sinekten yağ çıkarıyorlar. Gönderdikleri esktrenin pul parasını dahi hesap ekstresine, açtıkları 50 kuruşluk telefonun bedelini dahi beş katı ile alacaklarına ilave ediyorlar. Yıllarca çalışıp sadece bir ev sahibi olmak için tokiye veya bankalara 10 yıl-15 yıl evin ederinin en az üç katını ödemek sizce kölelik değildir de nedir? Bugün  oturulabilir denilecek minimum şartlardaki bir evin yine minimum fiyatı 180-200  bin ki bunu şayet bankadan veya tokiden kredili olarak almaya kalkarsanız ödeyeceğiniz rakam 300-320 bin civarında bir de 180 binlik evde 32 binlira gibi bir kdv var, etti mi size 350 bin lira. Asgari ücretliden zaten bahsetmeyelim, aylık ortalama geliri 5-7 bin lira skalasında olan bir haneden bahsedelim. Bu hane ülkemizde karı-koca memur olan veya karı koca az buçuk vasıflı olarak ücretli çalışan orta halli sayılan bir hane oluyor ve bu ailenin bir ev için ödemesi gereken aylık taksit 2600 TL civarında. geri kalanı ile de geçinip, çoluk çocuk bakacak(!) Olmuyo be ne kadar çarpsan, çıkarsan, toplasan, bölsen olmuyor. Bilmem anlatabiliyor muyum. Biz çalışmaktan yüksünmesek de millet olarak, emeğimizin sömürülmesinden çok yorulduk. Birilerinin cebi dolsun diye birileri kan ağlıyorsa ilahi adalet buna razı olmaz. Altı üstü taş, toprak, tuğla olan evler için ödenen rakamlarla bu ülke de nice işler kurulur, nice insancıklar kölelikten kurtulurdu. Ev sadece basit ve genel bir örnek! 
      Son söz şu ki; kesinlikle bizim ülke olarak, halk olarak bu sistemden, bu sömürü düzeninden kurtulacağımıza inanıyorum. Evet içinde bulunduğumuz tablo bu kadar vahim. Evet siyasi irade de şart. Ama her şeyden önce biz halk olarak artık neyle mücadele edeceğimizi, ve neyi nasıl kullanacağımızı öğreniyoruz. Sanal gündemlerden ziyade  gerçek gündemimizle ilgilenebildiğimiz ve birlikte hareket edebilecek kadar geliştiğimiz zaman herşey düzelecek... Ben hala inanıyorum...

23 yorum:

  1. Öğrenciyken oynadığım oyundan premium üyelik almak için başvurmuştum kredi kartı için. 300tl limitli bir kart vermişlerdi. Çok kullanmadım 6 ayda bir mesaj geliyordu limitiniz şu kadar oldu diye.En son 3.000 TL yapmışlardı.Ben kullanmadığım halde habire arttırdılar.Sizin dediğiniz gibi yağlı olarak gördüler bir kullansam geri ödeme imkanım yoktu zaten. Hesabı bir kere kullanayım dedim para göndermek için,işletim ücreti kestiler anında. O günden sonra http://huzurlubiryuva.blogspot.com.tr/2014/02/eyikrut-lu-musluman.html Gerçekte ise kartı kestim attım.Hesapları kapattırdım.Elimden gelen bu..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu size kurtulma becerisini göstermişsiniz, darısı milletimizin başına ;)

      Sil
  2. Doğru tespitler ve sözler.
    Ben de umutlu olmayı isterdim bu konuda. Karamsarım.

    YanıtlaSil
  3. Yüzyıllık konak keşke daha çok yazsaydı ve bilinçlenseydik diye kelime kelime okudum,ne kadar teşekkür etsem az..bence bu yazılarını herkesin iyiliği için,daha bilinçli daha görünür bir ekonomik hayat için çoğaltmalısın( emir verir gibi olmasın ama çok ihtiyacımız var ve sen bunun ilmini almış hem de uygulayıcısısın)
    Ben de mali müşavirim ve banka denetçisi,bağımsız denetçi spk belgem var,hepsi kağıt üzerinde hiç pratiğim olamadı..
    Bankaların tuzağına düşmeden nasıl bir ekonomik hayatımız oluru düşünüyorum...Devlet desteksiz imkansız ,bu kadar az maaş bu kadar çok çalışma düşünmeye bile fırsat vermiyor..
    temel ihtiyaçlarını karşılayamayan biri sağlıklı düşünemiyor,doğru ve eğri farketmiyor ..
    faizin haram olması beni bankalardan uzak tutmaya yetiyor,hayatımda hiç kredi kartı kullanmadım ,kredi kartı olmadan ev araba, tatil , dolu dolu bir market arabası ile kasa sırasına girmek hayal...hayal bile kurmuyorum...
    Bu konuda yazacak çok şey var,ne olur yaz,yazalım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfirullah Ayşeciğim. Elbette hepimizin günlük hayatta bildiği yaşadığı sıkıntılar aslında bunlar. Ama senin de dediğin gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan veya günün büyük bir kısmını çalışmakla geçiren insanın ne düşünmeye fırsatı oluyor, ne de sağlıklı düşünebiliyor. Senin ilmin seni fazlasıyla ihya etmiş ki faize ve banka batağına bulaşmamışsın. İnşallah diğer nimetlerini de yaşamak kısmet olsun mesleğinin. (Bu da kandile denk gelen bir dua oldu) Bloğu açarken aslında ne mesleki, ne dini, ne siyasi, ne de güncel konulara değinmeden sadece edebiyatla ilgili yazmayı hayal etmiştim. Fakat kısacık blog geçmişime dönüp bakınca iktisadi konuların daha çok olduğunu görüyorum. Demek ki testinin içinde ne varsa dışına da o sızarmış diye boşuna söylememişler. Toplum olarak bilinçli olmaya, birlik olmaya ve birlikte hareket etmeye çok ihtiyacımız var. Özellikle bu emek, hak ve kazanç sömürüsü konusu benim
      tahammül sınırlarımı aşan konular. Keşke yazdıklarımız bir işe yarasa. Ben her gün yazmaya razıydım. Ama biz kendi kendimize çalıp oynuyoruz burda. Sesimizi kim duyar? Güzel yüreğinden dökülen tüm güzel iltifatların için kalbi teşekkürler can Ayşe...

      Sil
  4. Herkesin kanayan yarasina parmak basmissin. Kanayan ama çare bulamadigimiz. İçinden cikamadigimiz bir çark bu. Ben sizin kadar umutlu değilim kölelikten kurtulabilecegimize.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadriye Hanımcığım yabancı bankaların %65 ını oluşturduğu ülkemizin bankacılık sisteminde bilinçlenip onlardan kurtulmaktan başka çaremiz yok. Toplum olarak artık üzerimizden para kazanılmasına, emeğimizin sömürülmesine dur dememiz gerekiyor. Sevgiler...

      Sil
  5. SA , Kredi karti borcu ile bogusan cok insan var cevremde. Ben ve esim ilk zamanlar kullanmamak icin cok direndik ama sonunda kredi karti aldik. Bunu uzerimde cok fazla para tasimamak, online alisveris, ucak ,otobus bileti, vs gibi durumlar icin ihtiyac hissedip aldik. Hesabimin oldugu bankanin kredi karti, yillik ucreti yok, her ay da ne kadar harcama yapmissam onun hepsini ay sonunda oduyorum. Bu sekilde belki 20 senedir bir kurus faiz odemedim elhamdulillah. Bilmeme dogru mu yapiyorum ama hic olmazsa faiz odememis olmak beni teselli ediyor.Boylece gelirimden fazla da harcamamis oluyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Irmak Hanımcığım Aleykümselam, hoşgeldiniz! Size şapka çıkardım. Ne mutlu bu kadar bilinçli olabilen insanlar var. Şahanesiniz...

      Sil
  6. ben kredi kartını bir süredir kullanmıyorum. Hatta kredi çekilmesi bile beni sinir ediyor,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla Nihal Hanımcığım bir Adana'lı olarak sizden de bu beklenir. (Sakıp Ağa'nın hemşehrisi olarak) Şaka bir yana da tebrik ederim... Allah da muhtaç etmesin bankalardan gelecek paralara...

      Sil
    2. sakıp ağanın hemşerisi olarak elimden geleni yapıyorum :)) ayın 5 inde hesap kesim ayın bugün 24 ü yani yaklaşık 19 gündür hiç kredi kartı kullanmamışım :) hep nakit. O ana yanımda yoksa drekt düz bankamatik kullanmayı planlıyorum.

      Sil
    3. Nihalciğim demek ki sizin oraların havasında suyunda var bir keramet ki böyle bilinçli, akıllı, faydalı insanlar yetişiyor. Ne mutlu sana, tebrik ederim ;)) Sevgiler...

      Sil
  7. Kredi kartı kullanmıyorum ben de..hesapta param varsa ödememi o şekilde yaparım veya internet üzerinden gerektiği zaman aktftir..

    Özledim Konağım..

    Uğrayamadım nicedir hasret giderdim biraz :)

    Alınmayasın gelemiyorum diye..yoğunluk hat safhada..bağışla..

    Sevgilerimi bırakıyorum Allaha emanet ol.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana alınmam sevgili arkadaşım, öyle güzel tasarımlar yapıyorsun ki ne kadar yoğun olduğunu biliyorum. Unutmamışsın ya daha ne olsun ;) Bu yazımdan şunu anlamış bulunuyorum ki blogger arkadaşlarım oldukça bilinçliler ve kaliteli tüketiciler. Bu beni çok mutlu etti. İnşallah bu bilinçler tüm toplum geneline yayılır. Sevgi benden, Sen da Allah'a emanet ol canım ;)

      Sil
  8. Merhabalar,
    Kesinlikle hepimizin ortak derdi diyebilirim. Doğru ve bilinçli kullanıldığı takdirde sorun yok. Herkes ayağını yorganına göre uzatsa keşke. Ne kredi borcu olur ne de dağ gibi biriken faturaları...
    Allah akıl fikir vermiş hepimize değil mi ? Bunun bilincinde olursak bence kredi kartının bir sakıncası yok kendim de kullanıyorum. Her şey kişinin kendinde bitiyor. İradesinde yani...
    Bu arada bloğunuzu yeni keşfettim ve izlemeye aldım :))
    Bana da beklerim. http://fatoscatadlar.blogspot.com.tr/
    İzmir'den sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Sevgili Fatma! Hoşgeldin... Öyle güzel yazmışsın ki, doğru söze ne denir. İradeli ve bilinçli olmak, ayağına yorganına göre uzatmak hepimize lazım... Tabi bunlar için de öncelikle yeterli bir de gelir olması gerekiyor ;) İzmir'e Selamlar!...

      Sil
  9. Bir de kredi kartlarının insana para harcamıyormuş gibi hissettirmesi var. Kolayca alabiliyorsunuz. Oysa cebinizden para çıkarıp verseniz bir huzursuzluk olacak, kontrol artacak.
    Tespitleriniz çok doğru. Ben pek iyimser bakmayı beceremesem de, dilerim son paragrafta dediğiniz gibi olur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin tespitin de aynen doğru sevgili Dilvin. Nakit harcarken sadece ihtiyacımızı almaya daha çok özen gösteriyoruz, ya da harcama işini daha az abartıyoruz. Ve hem esnaf hem de tüketici arada bankaya yedirecekleri komisyonu paylaşıp daha karlı çıkıyor ;)

      Sil
  10. Kredi kartı, hele de taksitlendirme yapıyorsa hazır para işte. Kimi zaman hakikaten insanın işini görüyor ama biz acil durumlar dışında her şeyde tilit tilit karta abanıyoruz. Ben harcama konusunda tutumluyumdur ya da ne bileyim çok seçiciyimdir mi desem kolay kolay beğenmeden almıyorum kart da fazla kabarmıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla tebrik ediyorum böyle otokontrolünü sağlamış bilinçli tüketicileri. Darısı hepimizin başına ;)

      Sil
  11. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil