4 Ocak 2015 Pazar

YOKSUNLUK

        Popüler kültürün diagnostic tespitleri beni hep irite ede durmuştur. Basit kalıplar, basmakalıp düşünceler, ardında düşünce ve fikir teri olmayan, kullananı yalancı bir filozof edası ile mesnetsiz bir havaya soktuğu için belki de...  (A)Sosyal medyanın buna katkısı yadsınamaz tabi. Malumunuz instagram veya facebookta olur olmadık her bir şeylerimizi yayınlıyoruz ya toplumca; bu sabah ta  sabah kahvaltısını resmeden bilumum zevat altına "kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı" yorumunu yazmış mı! Ekranda akıyor mübarek :))) Kapattım ekranı, canım sofraların güzelliği de heba oldu ben feyiz alamadan :))). 
         Mutluluğun aslında "yoksunlukla" daha yakından ilgisi var diye düşündüm içimden. "Verilmiş, lutfedilmiş" nimetlerin farkında olabilmek ve şükretmekle ilgisi kesinlikle kahvaltıdan daha fazla mutluluğun. Eskiden, üniversitedeyken bir çok sebeple inanılmaz uykum gelirdi benim. Kampüste başımı koyup uyuyabileceğim her yerde uyumak isterdim. Yurda döner dönmez onca gürültünün patırtının içinde kıvrılıp uyurdum. Otobüste ilk kırkbeş dakikadan sonra kendimi uyandırıp, vücudumun tutulmuş herhangi bir yerine derman arar dururdum :)).  Şimdi yatağıma ne zaman yatsam, istisnasız büyük bir minnet duygusuyla Allah'a şükrederim.  Ailemden ayrı okuduğum lise yıllarımdan sonra kendi evimde yediğim her akşam yemeğim için  taa gönülden Allah'a şükrederim. Halk otobüslerinde  dinlediğim lüzumsuz tesbih çıkçıkından veya tüm yol boyunca beynime giren bozuk para döndürme seslerinden, karda kıyamette ayaklarımı hissetmeyecek olduktan sonra gelen otobüse gak guk bile diyememekten, sabah buz gibi havalarda kaloriferi yanmayan toplu taşıma araçlarından sonra bunlardan kurtulduğuma herrr zaman şükrederim. İlk iş hayatımda stresten, acemilikten yüzümde çıkan yara bereden cüzzamlı gibi olduğum zamanlardan sonra şimdi yapabildiğim her iş için şükrederim. Vallahi saymakla bitmez ki... İki bin on beşe girerken oğlum bana dedi ki; "anne sen bana iki bin dokuzda yılbaşında bir model araba almıştın bmw" dedi. "Eee şimdi ne istersin"? dedim, "gerçeğini" dedi. Ben şoktayım. Yuh dedim yaa. Bu mudur! Yetişen, bir de "bizim" (bir çok manevi değeri öğretmeye çalışan anneleri kastediyorum biz ile) yetiştirdiğimiz nesil bu mudur? Hani belki bana çok da ciddi söylememiştir bilemiyorum şaşkınlıktan da soramadım herhalde o anda ama yeni nesil galiba hiç bir şeyin yoksunluğunu yaşamadan büyüdüğü için bizden oldukça farklı bir dünya olacak yaşanan! 
          Seksen sonrası için kullanılan ve iş dünyasının korktuğu Y neslinden sonra, bu Z nesli için nasıl bir teori geliştireceğiz biz eski dünyalılar bilemiyorum.
         (Aslında başka şeyler yazmak  için  özlemle oturduğum bloğumun başından tamamen başka bir yazı ile kalkmak da enteresan bir durum oldu tabi :)) Bu da biz X nesline mahsus galiba ;)))   
          


15 yorum:

  1. :) Valla her nesil başka. Uçan uçmuş kaçan kaçmış mı ne artık? Yok lafını bilmiyor çocuklar.Sözlüklerinde yok. Bu konuda hatalı olanlar aileler bence. Bizim yoktu onların olsun yanlış şefkatiyle her dedikleri yapılıyor. Reklamlar ve çevre de tuz biber ekiyor tabii.... Benim 1o yaşındaki yeğenim de geçen geldiğinde beni yanına çağırdı. Eee, ne var Ece hanım dedim. Teyzecim, Allahın emri peygamberin kavliyle Ece'ye bi dokunmatik telefon istiyoruz demesin mi? Güldüm kahkahayla. Sonra da poposuna bi şaplak attım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eceee çok tatlıymış ama yaaa ;))) Bunlar gerçekten farklı çocuklar! Ailelerin de ola ola ya bir ya iki çocuğu olunca çocuklar şefkat denizimizde boğuluyorlar galiba ;))

      Sil
  2. Yazın yıkıyooo, blog bir ayrıcalıktır, yanında da kahve keyfi, beğenen paylaşsın :P.. Tamam tamam daha fazla ortamı sulandırmayalım :) cok gıcık olduysan yorumu komple sil :P
    Yokluğu görmeyince varlık bilinmez ... Bu husus bizim için de çocuk yetiştirmede hassas bir çizgi. Sizin sevgili ergeniniz , muhabbetten söylemiş belli :) İnşallah hayırlı evlatlar olurlar. Allah bizleri şükredenlerden ve israf etmeyenlerden eylesin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Silermiyim hiç Allah korusun. Hem böyle güzel sözler ve dualar eden kıymetli blog yazarımızın yorumuna mazhar olmuşsam ;)). Bizim ergen fazla muhabbetli bu aralar, sınav stresi çeneye vurdu :)). Kesinlikle blog dünyası bambaşka kahvemi alıp geliyorum, şöyle iki geyik atıp, erdemli bir sohbet dinlemeye....

      Sil
    2. (A)sosyal medya klişeli yorumumla gerekli gıcıklığı yapamadım demek ki :)) nasipse diğer yorumlarda.
      Ergene de selam söyleyin stres falan yapmasın, en büyük başarı mutlu olmak :) yaptığı işi severek ve özenle yapmak, sayısal değerlendirmeler ,hikaye... çalışmaktan zevk alması ve bunu hayatının her alanında çalışkanlık ve gayret olarak yansıtması önemli olan. Ahlaklı ve çalışkan kişi sevgiyle de kuşatırsa etrafını Allahın izniyle başarıyı elde eder inşallah :))

      Sil
    3. Bilge bir matematik öğretmeninin tavsiyelerine anne oğul uymaz mıyız! Bu akşam hem o hem ben biraz daha mutlu ve huzurluyuz sayende :)) Öğretmenleri günde üç sınav olacakları sınav takvimini ellerine tutuşturmuşken cuk yerine oturmuş durumda :))). E bir de dua var işin ucunda. Allah Badiş'imize de hep güzel günler, iyi insanlar göstersin inşallah... Sevgi ve muhabbetle...

      Sil
    4. deneme sınavları yapmak tabiki faydalı, deneyim kazanıyor insan. fakat bu iş "kaç puan alıyorum bir daha bakayım" a dönüşünce, kilo vermek için her gün basküle çıkmaya benziyor. Severek çalışsın ve zorlandığı yerde bırakmaktan korkmasın, çünkü zorla yapılan işten, hiç bir alanda hayır gelmez. Öğrendiği şeyler zihnini açmak ,bakış açısını genişletmek için var, yoksa niye herkes trigonometri öğrensin ki? Bu bilinçle çoğalmak için çalışsın, endişe etmeyin. Sağlıklı ve mutlu olmasından daha kıymetli bir şey yok. Sevgilerimi gönderiyorum. Biraz yardımım olursa ne mutlu. buralardayım, her konuda yapabildiğimce yardımcı olmak sevindirir. Sevgiler..

      Sil
    5. Ne kadar güzel bir yaklaşım, arada bir bi sana uğrayalım biz ;)). Çok teşekkür ederim, bunları duymak iyi geldi çoook...

      Sil
  3. Bende çok merak ediyorum ama endişelenerek merak ediyorum. Umutsuzum ama onlarda yaşayarak öğrenecekler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değer yargıları, hayata bakış açıları bile farklı değil mi? Endişe etmemek mümkün değil gerçekten! Bakalım yaşarsak hep beraber görürüz inşallah...

      Sil
  4. Mutluluğun "yoksunlukla" ilgisini keşfetmiş olman büyük bir lütuf ...yoksunluğu mutluluğa çevirebilen nesildik, umarım çocuklarımız çekmedikleri yoksunluklar yüzünden mutsuz olmazlar...( iyisin değil mi)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşeciğim teşekkür ederim, iyiyim şükür, biraz yoğunluk ve karmaşayı yok sayarsam :)) Yani tespitin yine tam oniki! Evet biz yoksunluklarımızla da mutluyduk, ve bunun farkında olmak bence de bir lütuf, şükretmek her zaman iyidir ;)) Yoksa mutlu mu olunur...

      Sil
  5. Merhaba,

    Mutsuzluk, şimdilerde herşeye kolayca sahip olmakla ve yine kolayca tüketmekle ilgili biraz da.. Biz, isteklerine zor ulaşanlardandık ve ulaştığımızın değeri de o ölçüde büyük olurdu. Yetinmeyi bilirdik, doyumsuzluğu değil.
    Değişen hem zaman hem de insanlar. Umudumuz, herşeye rağmen mutlu olmaları.

    Sevgiyle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin Mavi! (çok severim mavi rengi çoook) Sevgi bizden, değişime ayak uydurabilenlerden olma dileğiyle...

      Sil
    2. Hoş buldum, teşekkür ederim sıcak karşılamanız için :)

      Sil